23 Haziran 2009 Salı

NY Gezisi 3. Bölüm (Turkish)

NY Gezisi 3. Bölüm (Turkish) 08:37 pm 02/01/2009

New York’a gelirken bindiğimiz eski, dar koltuklu ve küçük uçağın yerine bu sefer çok daha rahat bir ortamda yazmaya başlıyorum.
7 günlük New York – Washington gezimiz nihayet sona erdi. New York hakkında yorum yapmak gerekirse, her köşesi birbirinden farklı kültür, gelir düzeyi ve görünüşte insanları barındıran oldukça soğuk bir şehir. (Tabi bu geziye 25C derecedeki Miami’den gelmem ve tarihin 27 Aralık – 2 Ocak arası olduğunu eklemeliyim). 4C dereceden -12C dereceye kadar düşen sıcaklıklar, aslında Miami’nin bir sure sonra sıkıcı olmaya başlayan ılık havasından sonra oldukça iyi geldi. En azından bir yıldır bu kadar soğuk havayla karşılaşmadığımdan, atkı-bere-eldiven üçlüsüyle resmen görünmez oldum New York sokaklarında..

Times Square ‘de yılbaşı kutlamanın fazla çılgın bir fikir olduğunu ancak yılbaşı günü anladım. Öğlen saat üç civarında tüm meydan neredeyse dolmuş; şarkı söyleyen, titreyen, bağıran, dans eden, mutlu ama endişeli bu kalabalık, dokuz saat daha yemek, su ve tuvalet gibi basit ihtiyaçlardan yoksun burada beklemek zorundaydı.

Tabi ki planı değiştirip gece geç saatlerde buraya geri dönmeye karar verdik. Sinemada geçirilen bir kaç saat, Zeytin restaurantta yenilen güzel bir akşam yemeği sonrasında; saat 11’de 53. Caddedeki yerimizi aldık. Buradan daha ileri gidemedik çünkü 42. Caddedeki kutlamalara kadar her yer tamamen insanlarla doluydu! Daha sonradan öğrendiğime gore bir milyonun üzerinde insane dünyanın merkezindeki bu kutlama için sıraya girmişti.

Yeni yıla girerken ufukta küçücük kalan yılbaşı topunu ve havai fişek gösterilerini izledikten sonra çok daha zorlu bir iş, otele geri dönmek, bizi bekliyordu. Central Park’ın dibinde olmamıza rağmen, aniden üzerimize doğru gelen binlerce insanla beraber Columbus Avenue’ya doğru yürüdük. Burada polisin kapattığı yollar ve binlerce insanın oluşturduğu trafik nedeniyle ayakta duracak yer bulmakta zorlandık. Bir kaç ara sokak denemesinin ardından bulduğumuz taksi 120 dolara bizi otele götürebileceğini nazikçe ifade etti! (Normalde aynı mesafe için yalnızca 65 dolar istiyorlar). Yola çıktıktan sonra yolu bilmediğini ve benim GPS’imden yardım istemesi ayrı bir renkti..

NEW YORK “IN” Leri

Times Square: Kuşkusuz dünyanın en canlı ve hareketli meydanı. Beklentilerimin aksine küçücük ve büyük oranda karanlık olmasına rağmen, tekrar tekrar gidilmesi gereken yer.
Central Park: Devasa beton yığınlarının yarattığı kontrasttan mı bilinmez ama içindeki sincapları, koşan, paten kayan ve müzik dinleyen insanları ve donmuş gölleriyle görülmeyi hakkediyor.
Columbus Avenue: Central Park’ın yanında yer alan meydan şehrin fotoğrafını bir bütün halinde görmek ve Manhattan’da olduğunuzu anlamak için müthiş bir yer.
Özgürlük Anıtı: ABD’nin simgesini hemen altından görmek ve Manhattan’ı karşıdan izlemek müthiş bir duygu.

NEW YORK “OUT” Ları

Metro: Gördüğüm en kalitesiz ve bakımsız olanıydı. Ayrıca yolcu kalitesi de Manhattan da yürümenin, altından geçmeye çalışmaktan daha iyi bir fikir olduğunu kanıtlar şekilde.
Logar kapakları: Aşırı soğukta buharlarının her sokakta gözlenebildiği, aşırı irkitici ve tiksindirici koku yayan demir çemberler.
Newark: Teknik olarak New York’ta olmasa da, otelimizin bulunduğu yer olması nedeniyle gördüğüm korkunç şehir. Gidilmemesi, görülmemesi gereken yer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

50. Ülke Anısına

İlk yurtdışı seyahatimi ailemle birlikte 5 yaşındayken Almanya’ya yapmıştım. 2019 Ekim sonu itibarı ile 28 senede toplam 50 ülkeye ulaştım....