1 Kasım 2012 Perşembe

Zamanda Yolculuk..

                                                                                          St Petersburg, Rusya
                                                                                                 29.10.2012

Lokal saat: 11:25, Destinasyon saati: 09:25, varış süresi: hızlı tren ile 3:30 saatten az..
Uluslararası yolculuklarda en sevdiğim şey zamana verdiğimiz değeri düşünmek.. 25 dakika sonra Finlandiya sınırını geçtiğimizde saatler 2 saat geriye alınacak ve biraz önce "12 oldu, kışın günün yarısı eder" dediğimiz saat, sabah 10'a geri dönecek.

GMT'ler, yaz saati uygulamaları vs..

Aslında tüm insanların bu saatlerle oynayarak yapmak istedikleri olabildiğince gün ışığını aktif saatlerde kullanarak 07:00-17:00'yi en etkili şekilde değerlendirmek. Ancak sınırın değişmesiyle 2 saat oynaması, insana bu uygulamanın mantığını sorgulatıyor.. En çok da bu sınır bölgelerinde yaşayan insanların saatle ilgili hikayelerini merak ediyorum. Düşünsenize, örneğin doğum gününüzü sınırı geçerek 24+2 saat boyunca kutlayabilirsiniz.. Ya da yeni yıla 2 saat erken girip bir kaç km ötedeki arkadaşlarınıza gelecekten mesaj atabilirsiniz.. :) (Vainukkula - Vyborg'lu varsa aranızda hikayelerini bana da anlatsın)



Ülkemizde de tartışılan yaz saati uygulaması Rusya’da yapılmadığından bu 2 saatlik fark ortaya çıkıyor. Her ne kadar bizde “6 ayda şu kadar enerji karımız oluyor, bunu tüm yıla yayarsak ikiye katlarız” mantığıyla bakılsa da bunu ilk uygulamaya başlayan ülkelerin daha bilimsel sebepleri olduğuna eminim.

Bloguma uzun süredir yazı yazmamın sebebi aslında gezmeyi ve deneyimlemeyi bırakmam değil, daha çok günümüzün diğer populer sosyal medya araçlarını kullanıyor olmam.. Ayrıca uçakta önümde oturan bir “meşe”’nin verdiği rahatsızlık hiç bir zaman bitmeyecek gibi görünüyor :)

2012 yılında planladığım yurtdışı gezilerinin sonuna gelirken, bu yıl 1 senelik vizemin olmasından dolayı gayet verimli geçtiğini görüyorum. Şu anda içinde olduğum St Petersburg - Helsinki treninde, bu tatilde daha önce görmediğim 3 ülke daha görmüş olmanın verdiği mutluluk ve yorgunlukla bu satırları yazıyorum.

Tek başıma çıktığım gezilerde özellikle yabancı birileriyle tanışıp onların hikayelerini dinlemek hoşuma gidiyor. Bu yolculuğum boyunca: İzmirde yaşayan İngiliz bir dilbilimci ve kızı, bir Japon, bir Rus yurttaş, bir Türk aile, bir Gürcü ve eşi Türk olan bir garson Rus ile tanıştım. İçlerinden en ilginç olanı Helsinki şehir merkezinde; kar fırtınası nedeniyle ertelenen Tallinn feribotunu beklerken, sabahın 7'sinde fotoğraf çekerken tanıştığım bir Japonun bana Japonya'da TL'nin şuan çok populer olduğunu ve kendisinin de TL bonosuna yatırım yaptığını söylemesiydi. Hatta benimle tanışmaktan memnuniyetini fotoğrafımı çekerek gösterdi. Tek pişmanlığım bu kadar ilgi gösteren birine cebimden çıkarıp TL'yi göstermemek oldu. Onu da sabahın 7'sinin azizliğine veriyorum :)

Rusya - Estonya ve Finlandiya için herşeyin beklediğim kadar güzel ama bir o kadar da soğuk olduğunu söylemeliyim. iPhone'umdaki hava durumu uygulaması, bugün için bu 3 ülkede gezdiğim şehirleri -2, 1 ve 3 derece olarak gösteriyor.. Bense dışarıdaki güneşli günü tren içinde tshirtle oturabilmenin verdiği mutlulukla izliyorum..

"My husband is Turkish.." ve "Bugün anne geliyor İstanbul'dan.." biraz önce trenin yemek vagonundan kahve aldığım kafeteryada çalışan garson kızın Türk - Rus birlikteliğini anlatan kısa bir diyaloguydu bunlar. Ben de spasiba ve paca ile öğrendiğim Rusça kelimeleri sıraladım.

St Petersburg'a gelince.. Evet her yer mimari açıdanbir başyapıt ve tahminen 1800'lerin başında çarın "elimizde bu kadar para, bu kadar taş ve bu kadar insan gücü varken neden bu şehri dünyanın en güzeli yapmıyoruz?"  fikriyle geliştirdiğini gözlerimle görmüş oldum. Hayır, İngilizce bilmiyorlar (Türkiye'den çok daha düşük seviyede İngilizce konuşan var, en azından turistik işlerde) ama McDonalds ve Burger King tamamen dolu, Halloween kutlanıyor ve azımsanamayacak sayıda Irish Bar var. Burada tanıştığım yurttaş Maria'ya göre yanlış zamanda bu şehre gelmişim.. Haziran'da 2 hafta hava sıcak oluyormuş, günler uzun, insanlar mutlu, turistler bol oluyormuş.. Tamam güzel de bu 2 hafta için Ekim sonunda başlayıp Mart sonuna kadar devam eden ağır kış şartları çekilir mi? Görünüşe göre onlar "evet" diyor.. Ayrıca biri bana Kuzey Yarımkürede Haziran ayının güzel geçmediği bir yer söyleyebilir mi?

Son yıllarda ülkemizde aldığım en iyi haberlerden olan Rusya ile vizelerin kaldırılması (ki vize büyük derttir, uğraşan bilir.. Örneğin Rusya şuan trende beraber bulunduğum Danimarka ve Finlandiyalılara vize uyguluyor) bana hep merak ettiğim bu ülkeyi ziyaret etme fırsatı verdi. - Bu arada harita üzerinde St Petersburg'dan sadece yarım parmak kadar kuzeyde olan Vyborg şehrindeki kar kalınlığının 20 cm in üzerinde olması da şaşırtmıyor değil..-

Kuzeyin soğuğa dayanıklı insanlarının, çekici bayanların, yurttaşların ve "süper gücün" bu vitrin başkenti pek çok açıdan beklentilerimin üzerinde. Dökülen kan kilisesi, (adından çok öte çocuklar için tasarlanmış kocaman şirin bir şekerlemeye benziyor) Moskova’daki ile beraber zaten ülkenin sembolü. Hermitaj için de 1 ayda anca gezilir deniyor (kimin o kadar zamanı ve parası varsa artık..) Yine de bir daha bu taraflara gelicek olursam “Haziran’da gelmeli” olarak notumu alıyorum.

Helsinki ve Tallinn hakkında daha önce çok bilgim yoktu ve belki de bu yüzden beni etkilemeyi başaran iki şehir oldular. Helsinki modernliği, şıklığı ve temizliği ile gördüğüm çoğu Avrupa başkentinden üstün. Tallinn ise çok şirin bir ortaçağ şehrine sahip. (Buradaki kalış sürem çok kısıtlı olduğundan Old Town dışına çıkamadım). Bu şehirler hakında beni en çok düşündüren; zamanında av için gelinen bu topraklarda, kış şartları görüldükten ve hatta buzul çağı deneyimlendikten sonra neden insanların sıcak topraklara dönmemiş olması.. Kim bilir, belki de insanlar Haziran’daki o 2 sıcak haftanın umuduyla yıllardır buradadır.. :)

                                                                                              EIT, Vyborg, Russia
                                                                                              Monday, 29.10.2012
                                                                                              Local time: 12:40

PS: 12:53 ile 10:53 arası bir zamanda sınırı geçerken.. Vainikkula’da.. “Her yerde kar var”..

1 yorum:

  1. Vlla yazı çok hoşuma gitti, sürükledi desem yeridir :) Geçen sene Rusyanın bize göre doğu, onlara göre orta taraflarından Ekaterinburg a gitmiştim 2 haftalığına. Orasıda değişik bir şehir ilker. Kazan ve Ekaterinburg a gitmeni tavsiye ederim. Birisi Rusyanın içinde ki özerk Tataristanın başkenti, diğeri Rusyanın 3. büyük şehri. Türkler baya hoş karşılanıyor.

    YanıtlaSil

50. Ülke Anısına

İlk yurtdışı seyahatimi ailemle birlikte 5 yaşındayken Almanya’ya yapmıştım. 2019 Ekim sonu itibarı ile 28 senede toplam 50 ülkeye ulaştım....