3 Ağustos 2011 Çarşamba

Londra, June 19th, 2011

Güneşli, sıcak ve rahatlatıcı bir ada havası.. Kesinlikle geçen hafta gezi için gittiğim Birleşik Krallık ve İrlanda yolculuğunu tanımlamayan kelimler bunlar..


Londra'nın havası daha önceden okuduğum ve izlediğim tüm bilgilerle oluşturduğum beklentilerimi karşıladı. İnanılmaz bir şekilde birbirine bağlanmış komplike bir metro ağı, her ırktan insanların görülebileceği kalabalık sokakları ve "London" markası altında kendini pazarlama kabiliyetiyle beni kendine hayran bıraktı. 30%'unun yeşil alanlardan oluşmasından gururlu Avrupa'nın bu en "yeşil" kentinin her köşesinde bir park ve en küçük bir güneş belirtisiyle kendini parkta güneşlenmeye atan "Londoner" ları görmek mümkün.

Londra; "en çok neresini beğendin?" tarzında bir soruyu yanıtlamak yerine sahip olduğu tüm özellikleriyle kendine hayran bırakan bir şehir. Sürekli bir emir cümlesiyle metro ve platform arasındaki boşluğa dikkat çeken metro anonsları, tersten akmasına rağmen neredeyse kusursuz olan trafiği unutulmayacaklardan.

Ancak bu şehri Avrupada'ki "Sık Kullanılanlar"  listeme ekleyemiyorum. Zira Venedik'in büyüsü, Barcelona'nın müthiş atmosferi ve Hollanda'nın ezber bozan yaşam tarzına çok ayıp olurdu :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

50. Ülke Anısına

İlk yurtdışı seyahatimi ailemle birlikte 5 yaşındayken Almanya’ya yapmıştım. 2019 Ekim sonu itibarı ile 28 senede toplam 50 ülkeye ulaştım....